9 Eylül 2013 Pazartesi

Anaokul...

Bugün Anaokuluna başladın birtanem.

İşlerden seni götüremedik Sevil götürdü ama fotoğrafını bana yolladı.

Nasıl güzel nasıl tatlısın.

Seni Seviyorum bebeğim

Okul hayatı(mız)(n) başarılarla dolsun

28 Ağustos 2013 Çarşamba

: ) Batuca

Alarm SINGAL yolluyor :)

Su da HAMAN gibi :)

27 Ağustos 2013 Salı

Dukan ve Ticaret Kafası

Uzun zamandır rejim yapmaya çalışıyorum, yapıyorum veriyorum alıyorum ve yine yapmaya çalışıyorum. Şu sıralar Dukan diyetine takılmış durumdayım. Sevgili baban benim kilo aldığımı düşündüğü için ve kendisi de bu kilo konusunda saplantılı oldugu için beni zorla diyete soktu. Ve şu anda yine Dukan diyetini yapıyorum. Neyse konumuz aslında baban değil ama öncelikle ara satır yazmak istiyorum. Bu yazdıklarımı iyice oku Batu ve iyice aklına yaz çünkü bunlar bence duyacağın en dürüst en içten kelimelerim olacak:

Ben her zaman tombili bir kızdım. Hiçbir zaman zayıf olmadım. Hayatımda hatırladığım en düşük kilo herhalde 62 kilodur o da ortaokuldaki kilomdur. Babanla tanıştığımızda 67 kiloydum ve bana zayıfla öyle evlenirim seninle demişti. O zamanlar bu konuya pek fazla takılmadım. Onun da pek fazla takıldığını sanmıyordum ama zamanla bu konu bizde sorun oldu. Ve şimdi bu sorun ile uzun zamandır uğraşmaktan yoruldum, kırıldım, özgüvenimi kaybettim.

Batucuğum dış görünüş hayati önem taşımaz. Güzellik geçicidir. Bakımlı, temiz, ve kıyafetlerine özen verdiğin sürece ne kadar çirkin olursan ol, her zaman onay görürsün ve her zaman saygı duyulursun. Kimseyi ama kimseyi kilosundan dolayı yargılama. Kimseyi kilosundan dolayı hor görme. O kilonun arkasında ne olduğunu bilemezsin. Ya bir hastalık, ya bir kalp kırıklığı, ya da kendisiyle mutlu ve barışık olan birisi. Kimsenin kilosu seni ilgilendirmez. Bu eşin olsun, annen olsun, yada hiç tanımadık birisi olsun. Sen yaratılış olarak zayıf doğdun ve umarım bu şekilde gider (benim genlerim ağır gelmez :)), o bakımdan şanslısın, ama bazı insanlar o şansla doğmaz. Ve bazı insanlar kendileri ile mutlu olunca zayıflamaya da gerek duymaz. O zaman onları aşağılama, hor görme, laf etme. Dış görünüş, bu yalan dünyada hiçbirşey Batu bunu bil. Önemli olan her zaman iç güzelliğidir.

Lütfen Batu bunu senden ANNEN olarak rica ediyorum; Hiçbir zaman ama hiçbir zaman kilolu insanlara kilosu ile ilgili konuşma, laf sokma, kiloyu dert etme, kiloya takılma. Bu konu bence konuşulacak bir konu değil hatta ayıp. Ne yazık ki baban bu konuda beni cok kırdı, çok hırpaladı, ve hala hırpalamaya devam ediyor. Lütfen sen bu konuda kimsenin kalbini kırma olur mu? Sen benim oğlumsun ve ben oğlumun kilo konusunda bir kızın kalbini kırmasınıa ASLA ama ASLA istemem. Çünkü benim yaşadıklarımı bir tek ben biliyorum. Oğlumun herhangi birisine benim yaşadıklarımı yaşatmasını istemem. Ben seni öyle büyütmek istemiyorum, büyümeni istemiyorum.

Lütfen bu sözlerimi sakın unutma olur mu?

Şimdi sıra dünkü seninle konuşmama geldi :)

Dün diyetim için Dukan puddingi yaptım. Yaparken de sen bana yardım ettin. Pudding bitip de kaselere konunca sen bana dönüp "Annesi benim bir fikrim var" dedin. "Bu Dukan puddinglerini hazırlayıp şişko insanlara satalım" dedin. Bu sözüne güleyim mi ağlayayım mı, ticaret kafana hayran mı kalayım yoksa sivri zekandan korkayım mı bilemedim. Bebeğim sen şimdiden pazarlama kafanla düşünmeye başladın. Bakalım gelecekte ne olacaksın, neleri başaracaksın.

Seni seviyorum bebeğim

Not: Ne kadar büyürsen büyü sen her zaman benim bebeğim olacaksın :)

25 Nisan 2013 Perşembe

Zor bir zaman

Evet çok zor bir dönemden geçiyorum şu anda... Annemi (yani senin aninini) bakımevine yatırdık... uzun zaman düşündük bunu, uzun zaman araştırdımm, güzel bir yer bulduk, ama kendimizi alıştırana kadar, daha doğrusu babamı bu düşünceye alıştırana kadar bir 6 ay geçti yinede... ve sonuç seni bu Pazartesi (22 Nisan 2013) yatırdık... kötü bir gündü.. sürekli ağladım, sürekli ona şimdi ne yapacaklar orada, şu anda ne yapıyor, acaba bizi arıyor mu, acaba onu oraya bıraktık diye bize kızgın mı, acaba yabancılarla olduğu için korktu mu düşünceleri arasında kabus gibi bir gün geçirdim... akşama babamı aradığımda o da bende hüngür hüngür telefonda ağladık... zor çok zor bir zaman ve bence zor bi süreç... düşünüyorum ben bu durumda olsam acaba sen ne yapardın? tek dileğim ben bu duruma düşmeden vefat etmem ki ne sana ne de kendime bu süreci yaşatmamak... şu sıralar isyankarım, sinirliyim, asabiyim, kızgınım... isyanım var çünkü annem bunu hak etmedi, sinirli ve asabiyim çünkü acaba şu anda ne yapıyor diye sürekli düşünüyorum, aklım onda, kızgınım çünkü bu duruma düştük, düşürdü... yukardakinin varlığını sorguluyorum, neden acaba diye açıklama bulmaya çalışıyorum, ben mi yanlış birşey yaptım da bu durumdayız diye irdeliyorum... anlayacağın çok bulanık karmaşık acı dolu ve üzüntülü bir zamandan geçiyorum... sana istediğim gibi ilgi gösteremiyorum, seninle istediğim gibi kaliteli vakit geçiremiyorum, sürkli aklım karışık, bulanık ve meşgul... herşeyi bir kenara bırakıp aslında seninle ilgilenmeliyim ama işte geceleri senin yanında yatıp seni uyuturken ki verdiğim sevginin şimdilik yeterli olduğuna inanıyorum... yani aslında inanmaya çalışıyorum... üzgünüm bebeğim...bunu sana açık bir özür mektubu olarak al.. sen büyürken bu zamanda sana istediğim gibi destek olamadığım ve ilgilenemediğim için... ama bil ki hep seviyorum seni hep hep düşünüyorum seni

8 Nisan 2013 Pazartesi

Haftanın çocuğu

Geçen hafta seni sınıfında "haftanın çocuğu" ilan ettiler ve biz babanla beraber seni anlatmak için okuluna sınıfına geldik. Çok karışık ve çok dağınık bir zamandı ama senin söylediğin bir söz beni aslında bizi (baban ve beni) çok güldürdü o da "Öğretmenim arkadaşım bana çatalıyla ZARAR veriyor" dedin. Bu bize o kadar komik ve o kadar değişik geldi ki :) Bu yaşta bir çocuğun böyle mantıklı ve güzel konuşmalar yapması bizi hep şaşırtıyor. Mesela bana dün "Annesi artık benimle 5 dakika uyuma" deyip beni heyecanlandırman ama sonrasında "Annesi 5 değil 10 dakika uyu" demen gibi :) O kadar mantıklı ve o kadar güzel konuşmaya başladın ki bazen babanla sana laf yetiştiremiyor olduk :)

İlk hastahane yatışı

Evet yaş 4 ve ilk defa hastahaneye yattın. Ne yazık ki Zattüre başlangıcı oldun (bence Zattüre oldun ama Afşin - doktorun- bizi heyecanlandırmamak için bunu söylemedi :)) ve 3 günlüğüne Özel Göztepe hastahanesinde beraber yattık. Zor bir zamandı. Her 3-4 saatte bir (gece gündüz demeden) sana buğu verdiler ve tabii ki gecemiz gündüzümüz birbirine karıştı. Ama o kadar cesur o kadar dirayetli durdun ki miniğim seninle inanılmaz gurur duydum. Fakat o büyük yatağın içinde o kadar küçük ve savunmasız yatıyordun ki içim parçalanıyordu her gün her saat. Ama atlattık sorunsuz ve çıkabildik :) Sen hasta olduğunda baban da bende hep aynı şeyi düşünüyoruz; Sen iyileş de bin kat kötüsü bizim başımıza gelebilir... Senin bir öksürüğün benim bir kalp sıkışmam, senin bir sıkıntın benim bin sıkıntım. Umarım kimsenin bebeği çocuğu canı hiç ama hiç hastalanmaz ve bu acıları hiç yaşamaz...