7 Aralık 2009 Pazartesi

Sünnet

Aman Tanrım o ne gündü :) herşeye baştan başlayayım... bizim dileğimiz Batu'yu hemen doğduğunda sünnet ettirmekti.. fakat Afşin (doktorumuz) erken doğduğun için izin vermedi.. dedi ki ilk 6 ay geçsin ondan sonra bakarız... biz de bunun üzerine son doktor kontrolünde yani 31 Ekim 2009 Afşin'e sormaya karar verdik yaptıralım mı yaptırmayalım mı diye... sabah gittik muaynemizi olduk sonra bizi cerraha gönderdi... bu arada Suatla cerrahı beklerken ben Afşin'den reçeteleri almadığımı fark edip babana dedim ki "sen burada bekle sıramız geldiğinde göster doktora ne zaman yaptırabiliriz diye sor sadece" dedim ve yukarı çıktım... ben doktoru beklerken baban 5 dakika sonra geldi ve dedi ki biz işleme başladık anestezik kremi sürdük bile 10-15dk sonra oğlumuz sünnet olacak... benim şokumu düşünebiliyor musun? ne benim annemler ne Suat'ın anneleri kimse bilmiyor... ben bile sünnetten 10dakika önce öğrenmişim oğlumun sünnet olacağını :) apar topar acilde bir yere alındık... Batu gayet sakin yatıyor hatta biraz da mayışmış... dedik doktor tamam müdahele odasına alalım... bu zamana kadar herşey iyi gidiyordu... fakat müdahele odasında işleme başlayınca ben ağlamaya başladım... Suat Batu'nun elini tutuyor ve gayet cesur bir şekilde işlemi izliyordu... sonra sen ağlamaya başladın... nasıl bir içten ağlama nasıl bir canının acıdığını gösteren bir aplama... doktor canı acıyamaz her yerini uyuşturdum diyor ama sen ağlıyorsun ben ağlıyorum feci bir can sıkıntısı oldu... sonra birden Suat bana döndü ve yüzünün bembeyaz olduğunu fark ettim... tansiyonu düştü ve bayılma noktasına geldi... doktor da bunu fark edip babana siz bırakın çocuğu yere oturun ve dizlerinizi kendinize çekin dedi... zavallı adam benle mi ilgilensin sünneti mi yapsın yoksa bayıldı bayılacak babaya mı baksın şaşırdı :) neyse Suat yere oturdu ben Batu'nun elini devr aldım ama hiçbir şekilde bakamıyorum bile... doktor da gerildi biz de gerildik ve sen ağlamaya devam ettin... sonunda işlem bittiğinde herkes durumdan nefret etmişti... sen galiba doğduğundan beri bu kadar ağlamamıltın... ben galiba bu kadar üzülmemiştim... ilk 2 gün sana fitil ile ağrı kesici vererek uyumanı sağladık ki ilk günlerde o acıyı hissetmeyesin diye.. zaten sürekli uyudun... evet uyanınca ilk gün biraz ağladın biraz mızmızlık yaptın ama onda bile her zaman cesur ve her zaman sakindin... 3-4 günde geçer dediler ama bence biz teknik bir hata yaptık ve senin tam emeklemeye başlarken yaptırdık bunu... yani sen sürekli göbek üstünde yerde sürünürken nasıl iyileşebilirdin ki... tabii ki 3-4 gün değil ama 1,5 hafta sonra düzeldi herşey ve "Oldu bitti Maşallah" oldu :)
Not1: Cesaret belgen hala odada asılı :) seninle gurur duyuyorum tatlım
Not2:Resim cektirmedik hic çünkü o gün o kadar canım acıdı ki hatırlamak bile istemedim anımsamak bile istemedim

Ilk hastalık

Önceleri hafif bir burun akıntısıyla başladı... tabii ki anneden babaya "yok sen cocugu çıplak gezdiriyorsun" babadan anneye "yok sen çocugu sürekli caddede dolaştırıyorsun" suçlamalarıyla biraz hırıltılı nefese döndü...şansımıza ateş çıkmadı ama tam 3 gün sonra atlattık derken bir öksürük bir bonşiolit başlangıcı bizi mahvetti... bizi diyorum çünkü Batu her öksürdüğünde her hırıltısında sanki bizim ciğerimiz parçalanıyor sanki bizim canımız acıyordu... Afşin'e götürdük (doktorumuz) ama merak etmeyin dedi ve buğu yapın günde 3 kere dedi... bu kadar cesur bu kadar mülayim bir çocuk olamazdın Batu... buğu zamanı hiç mızmızlanmadın... öksürük zamanı hiç ağlamadın... mükemmel sakin bir bebeklik yaptın... tabii 2 gece seni aramıza aldık yatırdık babanla...her dönüşünde her kıpırdanmanda uyandık baktık iyimisin diye... biraz zor geçti bizim için bu günler ama tanrıya şükür atlattık... bundan ne mi öğrendik :) seni fazla çıplak dolaştırmayacağımızı ve seni fazla yorup caddede oradan buraya sürüklemeyeceğimizi... değil mi babası ;)

9 Ekim 2009 Cuma

Ilk Bayram


tatlım seninle ilk bayramımızı kutladık... ilk şeker bayramında harçlık (ilk harçlığını arkadaşım zeynep'in annesi yüksel teyze verdi, sonra babam, sonra Hüseyin eniştem-nikah şahidim- ve en son büyükbaban verdi), bir eşofman seti ve bir kumbara içinde bardak aldın... elini uzatanın elini tutup ağzına götürdün bir nevi el öptün ve keyifle ilk ma aile bayramımızı gecirdin :) dilerim her bayramın böyle keyifli hep beraber gecer bonbon :)

Ilk düşüş :(

Ilk düşüş… düşündükçe hala kalbim sıkışıyor… aslında uzun zaman oldu yazmayalı… Batu şu anda tam 6 aylık 2 haftalık.. bayağı bir büyüdü 8 kilo oldu ilk hastalığını geçirdi (nezle ve bronşit), ilk bayramını geçirdi, ilk kahkahasını attı, yarı katı gıdalara geçti, ve dadada bıbıbıbı konuşmaya başladı… aklımda aslında bunların hepsini tek tek yazmak vardı fakat zaman o kadar çabuk ilerliyor ve ben onu bir türlü yakalayıp durduramıyorum :)
Evet ilk düşüşü… evdeydim sabah kalktık ve bayağı bir yatakta oynadık… onunla yatakta oynamak bu kadar mı zevkli ama en zevklisi o oynarken kafasını arkaya attığı anda açıkta kalan gıdığın öpmek :) neyse oyunumuzdan sonra ben çamaşır yıkayayım dedim.. çamaşırları aldım Batu’yu özellikle yatağın ortasına aldım ve çamaşırı koymak icin banyoya gectim… Batu’nun seslerini duyuyordum keyfili keyfili mırıldanıyordu ama sonra birden sesi kesildi ve gümm diye bir düşme sesi duyuldu… o anki şokumu aklımdan geçenleri anlatamam… birden durdum ve bekledim Batu’nun sesini bekledim, herhalde ya bir yada iki saniye geçmiştir ki bu saniyeler bana bir ömür gibi geldi birden ağlamasını duydum… ve anladım ki Batu yataktan düştü. Elim ayağım boşaldı ve birden korkudan titremeye başladım koştum onu yerden kaldırdım ve hemen sarıldım şaka gibi 10 saniye sonra ağlaması gecti ama benim titremem geçmemişti.. hemen Afşin’i (doktorumuzu) aradım ve neler olduğunu anlattım bana elini kolunu hareket ettirip ettiremediğini sordu ki hareket ettirebiliyordu şükürler olsun.. dedi ki biraz bekle yatır uyutmaya çalış eger kusarak uyanırsa sorun vardır ama gülerek uyanırsa geçmiş olsun derim dedi… bunu derken bile Batu bana gülümsüyordu… biraz sakin bir şekilde oturduk Batu’yla sonra yatırdım ve yarım saat uyumasını seyrettim.. uyandığında hala gülümsüyor keyif çığlıkları atıyordu… bu toplamda bir saat galiba benim ömrümün yarısını aldı :) ama şansımıza ilk düşüşü acısız ve yarasız atlattık.. umarım Batu’cum tüm düşüşlerin kısa ve acısız sürer ve hemen tekrar gülümsemeye başlarsın… seni seviyorum oğlum…

Ilk aylar :) emzirme

O kadar uzun zaman oldu ki yazmayalı… bir şeyler ekleyeyim derken bir girdim siteye ve en son doğumu yazdığım gördüm… arada hiç yazmamışım, yazamamışım :( Batu şu anda 6 aylık 2 haftalık… demek ki senin bu zamana kadar ki halini yazamamışım… aslında evde kaldığım 4 ay bilgisayarı o kadar az açtım ki o kadar az zaman ayırabildim ki kendime :) şimdi geriye bakıp düşündükçe bu ilk aylarımdan aklımda kalan sadece ilk 2 ayda ki saat kurup seni emzirmelerim, sonra saat kurmadan sürekli emzirmelerim ve yine emzirmelerim :) anlayacağın üzere aslında ilk 2-3 ay aklımda kalan sadece emzirmelerim :) haa bir de hep uyuyordun… uyanıp emip biraz 5-10dk gözlerini acık tutup tekrar uyuyordun… hic huysuzluk etmedin, hic mızmızlık etmedin, ilk aylar biraz seni uyutmak icin yatakta ağlattık ama sonunda ben dayanamayıp seni artık biraz kucağımda uyutup yatağa öyle bırakınca gayet güzel uyuyabildin… uykuda da pek problemimiz yoktu.. tabii ki uyanıyordun ve emziğini istiyordun geceleri yada ayaklarını dizinden kırıp öyle tutarak uyuyordun ama bizi hic ayağa dikmedin :) bunu için acayip müteşekkirim aslında sana :) harika bir yeni doğandın tatlım… tekrar hoş geldin hayatıma ve kalbime :)

21 Temmuz 2009 Salı

Taps'den doğumhaneye

28 Mart 2009 cumartesi sabahı kalktım ve acaba ne yapsam diye düşünürken arkadaşım Deniz arayıp "hadi caddeye" dedi... Suat evde kalıp aylaklık yapmak istiyorum deyince hadi bana da yürüyüş olur düşüncesiyle caddede buluştuk... ilk iş bir hafta önceden sancılarım ve erken doğum tehdidim olduğundan ablamın bir doktor arkadaşına uğrayıp ultrasondan bebişe bakalım dedik... siyah beyaz pencereden içeriye baktığımızda gayet keyifliydi ve cıkmaya hic niyeti yok gibiydi... doktordan sonra yine de ablam bir test yaptırmamı istedi ama o kadar üşeniyordum ki hem caddede yürüyüş yapalım hem de sağa sola o testi yapan var mı diye bakınalım dedik... (amniosure ismi deniz tarafından başka bir hale getirildi ama onu burada yazamayacağım;)) ne yazık ki testi yapan hicbir laboratuvar bulamadık ve o yüzden Deniz'le yemek yemeye karar verdik... orası mı burası mı derken Taps e gitmeye karar verdik... jalapeno poppers yiyip acı acı keyif yaptık...ablam arada arıyor bari en azından bir antibiyotik başlayalım diyordu... yemekten sonra ısrarlara dayanamadım gittim antibiyotik aldım cebime koydum ve dolaşmaya devam ettim... fakat sonunda ablamın ısrarlarıyla hastahenede buluşmaya karar verdik... bana tonosol kagıdı verdiler ve dediler ki bu pembe kagıt mor olursa dogum başlamış demektir... tuvalete girdim ve parlak mor renkli kagıtla cıktıgımda panik bir şekilde bu pembe değil mi bu pembe diye kendi kendimi sakinleştirmeye çalıştım fakat kağıt bariz bir fosforlu mordu... eh ablam da hadi bakalım alalım Batu'yu dedi... ve koşturma o anda başladı.... suat'ı arayıp ben doğuruyorum diyince evdeki bira keyfini bırakıp apar topar hastahaneye koştu... babamlar nasıl yani şimdi mi doğuracaksın şaşkınlığıyla hastaheneye geldi... ablamın doktor arkadaşı burçak yakınlarda olduğu için hemen hazırdı... aslında benim haricimde herkes Batu'ya hazırdı :) o kadar çabuk oldu ki o kadar kolay oldu ki... ameliyathaneye akşam saat 8 de girdim ve saat 8:30 da Batu babasının kollarındaydı... ne yazık ki çok küçük olduğundan (2960gr)ve erken geldiğinden (tam 30 gün) her ihtimale karşı onu kuvöze koydular ve 3 gün çıkmadı... ona sadece bu 3 gün içinde 1 kere dokunabildim... o kadar küçük o kadar kırılgandı ki...ilk gece aynı gün doğum yapmış karşı odadan cocuk ağlaması gelirken bizim oda cok sessizdi... suat o kadar güzel baktı ki bana bu 3 gün hastahanede... o kadar beni rahatlattı ki aslında bebeğim yoğun bakımda olduğu halde benim moralim iyiydi... 3. gün artık yanıma geleceği haberini alınca hepimiz cok heyecanlandık... annem babam ablam ve Suat beklemeye başladık...sonunda geldiğinde yatağında o kadar minikti ki... o kadar güzeldi ki... sonunda Ahmet Batu'ya kavuşmuştuk... bir cadde macerası da böylelikle unutulmaz bir anıya dönüşmüştü...

16 Mart 2009 Pazartesi

Isim seçmece 2 - Son karar - AHMET BATU


Can ile başladık Berk ile sonlandırdık derken isim yine değişti :) Top 5 isim listemiz de Can Berk Batu Eren ve Sarp vardı... Babama jest olsun diye göbek adını Ahmet koyalım dedikten sonra ben ayıp olmasın diye Suat'ın babasından izin istedim.. kendisi cok nazik bir şekilde kabul etti ve isminin ne olacağını sordu... biz de Berk diyince pek beğenmedi ve isim listemizi sordu... isim listemizi de söyleyince Batu olsun dedi :) (Batu nun anlamı bu arada güçlü kuvvetli demek ayrıca Cengiz Han'ın torunu ve Altın Ordu Devleti'nin kurucusudur)... Göbek adı dedesinden, adı büyük babasından geldi anlayacağınız.... veee sonunda son kararımız olarak isim Ahmet Batu oldu... daha değişir mi diye düşünebilirsiniz ama merak etmeyin bu gerçekten son kararımız... Bu arda Batu'nın gelmesine 45 gün kaldı... hadi SiLa dayan...

26 Ocak 2009 Pazartesi

Isim seçmece

Haftalardır isim bulmaya çalışıyoruz... her türlü siteye girip baktık... kendimize (aslında bebeğe :)) bir liste hazırladık.. top 5 listemiz... soranlara isimleri sıralıyoruz ve gelen tepkilere bakıyoruz... benim icimden hep "can" ismi geciyordu.. uzun zamandan beri "can" diyordum... ama aslında genelde hep pipili diye cagırdık onu.. neyse sonunda baktık isim olayı bizi germeye başladı ve ben cocuguma artık pipili demek istemiyorum cocuk cıkınca pipiliye tepki verecek korkusuyla bu işi sonuçlandırmaya karar verdik... akıllı babası dedi ki isimleri ona okuyalım hangisine tepki verirse onu kullanalım... ilk gece pek bir neşeli ve pek bir heyecanlı bir şekilde tüm isimleri sırayla bir iki kez yüksek sesle göbeğime söyledik... ne oldu? tabii ki hiçbirşey... pipili hiçbirini beğenmedi... ertesi gece yine aynı metod... herhalde gece üstüne yattı uyudu ve bu konuyu düşündü ki berk isminde beni tekmeledi... evet bizim minik pipili kendi ismini kendi seçti ve adının berk olmasını istedi... hayırlı uğurlu olsun bize ve vatanımıza... berk pipili yolda :)

9 Ocak 2009 Cuma

Jeki C(h)AN - gecelik hoplatan

uzun zamandır bebeğin hareketlerine odaklanmış "tekme atıyor mu?" "takla atıyor mu?" diye kendi icimi dinlerken bir gece yatakta TV seyrederken içimi dinlememe gerek kalmadı :) cünkü bizim minik geceliğimi bile oynatacak şekilde bir tekme savurdu :) kendisi gercekten akrobatik hareketlerde bir numara :) gündüz işte veya akşam evde otururken değil ben yatarken özellikle uyurken bu hareketlerini sergilemeye bayılıyor... hamilelerde uyku sorunları olur diye her yerde okurken benim de başıma geleceğini düşünmüyorken ben de aynı dertten muzdarip oldum... yatakta sağımda ablamın bana yaptırdığı özel hamile yastığımla (ki tüm hamilelere öneriyorum), solumda özel kalın pofuduk ortopedik yastığımla ve başımın altında 3 ince yastıkla uyumaya calısıyorum fakat herşeye rağmen bazı geceler uyuyamıyorum... neyse kısa bir süre için deyip göz yumuyorum ama miniğin tekmeleri ile geceleri uyanmak ilk başlarda eğlenceli gelse de şu sıralar hafif eziyet olmaya başladı :) özellikle gecelik savuran tekmelerden olursa daha bir sancılı oluyor :) yine de geceleri eşimin ve benim eğlence kaynağımız oldu şimdiden küçük C(h)an :)