15 Aralık 2008 Pazartesi

TGIF ve Zara veleti

Uzun zaman oldu yazmayalı... ilk hareketlerini hissedeyim onları yazarım derken ilk hareketleri hissedeli 2 hafta oldu... şu anda 21. haftamdaysam 19. haftamda hissetmişim... aslında biraz ittirmeyle oldu :) Friday's de oturuyorduk ve sürekli neden birşey hissetmiyorum diye Suat'a bıdı bıdı ediyordum... ablamı da bir milk shake e cagırdık ve tabii ki eli boş gelmedi... veletin 3 yaşında hatta daha bile büyük bir yaşta giyebileceği bir Diesel mont ve inanılmaz cool bir şapkayla geldi :) ona miniği neden hissetmiyorum diye yakınırken ablam elini göbeğime koydu biraz sevdi ondan sonra da bir bastırdı velet diğer taraftan bir tekmeledi... sevineyim mi acıdan bağırayım mı bilemedim :) ama işte o zaman ilk etkiye tepki olarak onun tekmelemesini hissettim... yemek boyunca ve sonrasında bile kramplar şeklinde kendini pek bir hisettirdi :) ertesi gün Suat'la caddede alışverişe çıktık... Zara'ya girmiş elbise bakıyordum ve birden göbeğimin sol üst köşesinde minik bir gıdıklama ve minik bir pıt pıt yürüyüş hissettim... sanki derimin altında biri yürürken eliyle dokundu ve geçti :) çok güzel bir histi... Suat ile karşı karşıya duruyordum ve birden gözlerim faltaşı gibi açıldı ve ağlamaya başladım... onun da gözleri doldu ve dedim ki "işte annesinin oğlu kendini alışverişte belli etti :)"... ilk hissetmeler ve ilk hareketler böyle başladı... şimdi nasılsın diye sorarsan her gece geç satte aşağıda disco parti var beklerim :) hatta şimdi sambadayız ;)

1 Ekim 2008 Çarşamba

Bacak bacak üstüne atmış keyifci


Bu haftasonu yine ablama gittim :) doktorum ablam olunca hadi bakalım velet ne yapıyor diye ona gitmek pek bir keyifli oluyor :) ultrasonda önce bir başını kıçını bulmaya çalıştık... sonra da yeni çıkmış bacağını ve kollarını gördük... bacağını diyorum çünkü ikinci bacağı önce göremedik... bakındık bakındık sadece bir bacak ve ayak sonradan ablam bana ikinci bacağı gösterdi... velet bacak bacak üstüne atmış ellerini çırpıyor ve hıçkırıyor... inanamadım.. yani daha gecen haftalarda bacakları olmayan bir minik barbunya tanesi varken göbeğimde şimdi bacak bacak üstüne atmış sanki fasıl dinler gibi el çırpan keyif yapan bir velet vardı karşımda... önceleri hala bir bebek hissi oluşmamıştı içimde... evet hamileydim ama halen hafif mide bulantılarım ve kasık kramplarım dışında hamileliğimi pek anlayamıyordum... ama şimdi onu görünce bir de böyle keyifli görünce anne olacağım yavaş yavaş dank etmeye başladı.... galiba bebeğim de benim gibi keyifli ve keyifci olacak... hadi bakalım eller havaya :)

10 Eylül 2008 Çarşamba

yearbookyourself


hiç kendinizi önceki zamanlarda hayal ettiğiniz oldu mu? ya da acaba 1970lerde yaşasaydım acaba nasıl olurdu dediğiniz oldu mu? işte bunu hayal etmenize gerek yok çünkü bu linkle kendinizi zaman tünelinde gezintiye çıkarabilirsiniz YearbookYourself.com. kendinizi beğendiğiniz bir resminizi upload edin (ama mutlaka sevdiğiniz bir resim olsun çünkü o kadar komik ve çirkin oluyorsunuz ki bari ben yine de güzelim diyebilesiniz) ve zaman içinde gezintiye çıkın... bu resimle bana afro'nun yakıştığını düşünüyorum acaba perma mı yaptırsam?

gazlamak mı gazlamamak mı?

şu anda 7 haftalık olmama rağmen karnım 6 aylık şiş gibi... bu kadar gazı bir insan bünyesinde nasıl barındırır diye sorarsanız ben de bilmiyorum... dün Suat ile resmimi çekelim dedik... küçük kendi çapımızda bir resim albümü hazırlamak istedim... her ay başında göbeğimin resmini çekelim ve sonra tatlı güzel bir anı olarak kalsın istedim... ama keşke çekmeseydim diyorum (ya da belki de iyi ki çektik) çünkü karnımı görünce çok ama çok endişelendim... karnım o kadar şiş o kadar büyük ki acaba çocuk büyüdükce nerede yer bulacak diye merak ediyorum... aslında akşamları işten ve yemekten sonra yürümem gerekiyor ve yatmadan önce bağırsaklarımı çalıştırması için activia yoğurt yemem gerekiyor ama yürümemek icin binbir bahane bulup yoğurdu da hep unutuyorum (bu da bir bahane galiba :))... neyse şu anda o kadar şişmiş durumdayım ki keşke bunları yapsaydım diye yanıyorum... haftasonu diyetisyenime durumumu soracağım bakalım ne yapabilirim diye... çok zooooor çoookkk :)

3 Eylül 2008 Çarşamba

5W6D

ultrasonumda yazan tarih...bebek şu anda 5 hafta 6 günlük... bugün hamileliği öğrendikten sonraki ilk randevum vardı... randevu denemez aslında ablama gittim... biraz stresliydim çünkü kendimi hiç hamile gibi hissetmiyordum.. yani ne bulantım vardı ne aşermem... hiçbir tipik tepki bende yoktu... göğüslerimin pamela andersona a yakınlaşması ve öğleden sonraki gaz şişmelerim dışında... öncelikle karnımdan bakmaya çalıştık, görmeye çalıştık ama idrar kesem dolu olmadığı için vajinal muayne oldum ve ablam "işte burda işte burdaaaa" diye sevinçle bana küçüçük ama gerçekten mercimek tanesinden bile küçük bir nokta gösterdi... bak kalbi atıyor dedi ama ne yazık ki ne ben ne de Suat hiçbirşey anlayamadı... neyse rutin bir şeklide resim çekildi bana verildi kilom soruldu (neyseki diyetisyene başladım) tansiyonum ölçüldü ve kan alımına laboratuvara gönderildim... nasıl mı hissediyorum?? bilmiyorum... hala içimde minik bir hayatın başladığına inanamıyorum... hala minik bir kalbin içimde attığını anlayamıyorum, hissedemiyorum... ama mutluyum... bugün hayatımın en güzel günlerinden birisi aslında.... Suat'ın iş durumu benim minik bebeğin kalbi herşey çok güzel geldi ve huzurluyum... en önemlisi bu :)

1 Eylül 2008 Pazartesi

south park sevenlere




south park a bayılırım.. eskiden cnbc-e de gösteriyorlardı hala var mı emin değilim... ama mizah anlayışı bence mükemmel... amerikalıların kendileri ile dalga geçebilmeleri muhteşem... bu linkte kendinizi south park karakteri yapabilir, isterseniz prenses ya da seri katil bile olabilirsiniz... ben bayıldım... http://www.sp-studio.de/

miacaba?

evet gerçekten "mi acaba?" doğrulandı ve "evet öyle" denildi...
ben 30 yaş üstü, o 40 yaş üstü, "eh hadi artık çalışmalara başlasak mı" derken "acaba kaç ay sonra hamile kalırım" diye hesaplarken, bu günde aksiyon olmalı yok şu günde olmalı diye dalga geçereken adetim gecikmeden mi acaba derken öğrendik...
en baştan başlayayım... son adet tarih(ler)imi internette bulduğum bir hesaplama takvimine girdim (http://gebelik.org/dosyalar/fertilitecalc.html)... bahsedilen günlerde günaşırı eğlendik... ve sonra beklemeye başladık... nette okuduklarımdan 30 yaş üstü kadınların ilk ayda hamile kalma şansı %20 olduğunu öğrendiğimde rahatladım mı üzüldüm mü bilemedim... ama bekliyordum... ne olacak tutturduk mu tutturmadık mı merak ediyordum... hem korkuyorum hem de meraktan ölüyordum... adet gününe yaklaştıkca karnım ağrıyor ne zaman acaba hastalanacağım diye bekliyordum... ha geldi ha gelecek diye zaman geçerken adet günüm geldi ama adetim gelmedi... test yapsam mı diye düşündüm... ablamı aradım (şansıma ablam jinekoloğum) ve acaba idrar testi yapsam mı diye sordum... bana o testlerin adet gecikmesi olmadan pozitif çıkmayacağını boşuna uğraşmamam, gidip bir kan testi yaptırmam gerektiğini söyledi... her zamanki gibi olur peki deyip bir eczaneye koşup test yaptım.. tabii ki (ablam her zaman haklıdır :)) negatif cıktı ve eşime "negatifmiş ne yapalım gelecek aya" diye üzücü haberi verdim...adet gününden 1 gün sonra acaba kan testi de yapsam mı diye düşünmeye başladım... çok komikti her 5 dakikada bir eşimi arayıp ben kan vereceğim deyip 5 dakika sonra birkaç gün daha bekleyelim diye fikir değiştirip durdum... sonunda onun da sabrını taşırdıktan sonra ok ne yapalım deyip kan vermeye gittim... içim bir garipti.. hem öğrenmek istiyordum pozitif mi negatif mi diye, hem de daha hastalanmamanın verdiği ümidi de yok etmek istemiyordum... sonunda verdim kanımı... tabii vermek de bir dert oldu çünkü damarlarımı bulmakta zorlanan hemşire ikinci girişinde alabildi... bana 1,5 saat sonra arayıp öğrenebilirsiniz denildiğinde acaba orada başlarında mı beklesem ve "hadi hadi daha çabuuuk" diye bağırsam mı yoksa dışarı çıkıp eşimle buluşup ona gerginliğimi yansıtsam mı diye çok düşündüm.. sonunda eşimde karar kıldım ve güzel bir restorana gidip beklemeye karar verdik... dedik "ya avunacağız yada kutlayacağız"... beklerken ablam geldi aklıma onu da arayayım dedim buralardaysa o da bana katılsın istedim ve şansıma civardaymış çağırdım geldi ve bekledik... sonunda 1 saat geçmişti ama ben dayanamıyordum ve aradım... laboratuvarı bağladılar ismimi söyledim ve karşı taraf "evet pozitif sonuç" dedi... ablam bana bakıyor eşim gözlerini yere dikmiş bekliyordu... "öyle mi?" dedim ve teli kapatıp ağlamaya başladım... ablam "olsun sorun değil daha çok vakit var önünüzde" diye beni avuturken "hamileymişim" kelimesi ağzımdan dökülüverdi... artık siz düşünün tantanayı... ablam bağırmaya başladı eşim gülmeye başladı herkes bir şok içinde ne yapacağını şaşırdı... bir hesaplama, eğlenme, bekleme, gerginlik ve sevinç hikayesi de böylelikle bitti diyemiyorum başlamış oldu...