27 Kasım 2014 Perşembe

Memeler...

Senin göğüslere karşı bir ilgin var. Neden diye sormayacağım :) ama ne zaman soyunmuş bir kadın görsen hemen sarılmaya hemen dokunmaya çalışıyorsun. Benden dolayı da büyük göğüslere bayılıyorsun. Geçen hafta sonu kalktığımda içimde sutyen yoktu ve sen t-shirtimin altına girmeye çalıştın. Ben sen çalıştıkça "Hayır Batu" dedim sen inat ettin sonunda da girince "Eveeeettt Memeler Devreye Girdi" dedin : ))))))

26 Haziran 2014 Perşembe

Kelimler...

Pikmik - piknik

Yalvarırım - yavlarırım

:)

Ilk yalan, ilk korku...

Dün baban beni cepten aradı ve dedi ki Batu'nun okuluna bir çocuk gelmiş ve Batu'nun boynunu sıkmış ve ona zorla boncuk yutturtmuş. Tabii ben şok oldum. Baban da ben de durumu anlayamamıştık ve ben hem kızgındım okula buna nasıl izin verdikleri için hem de kızgındım kim benim çocuğuma zarar verdi diye. O kızgınlık ve üzüntüyle eve geldiğimde hemen sana sarıldım ve anlat bakalım ne oldu dedim. Sen de bir cocuğun senin bogazını sıktıgını ve sana zorla boncuk yedirdiğini söyledin yine. Çocuk okuldan değilmiş dışardan gelen bir çocukmuş. Baban çocuğun boyu neydi ki diye sordu ben de çocuk senden büyük müydü diye sordum. Sen de çocuğun 3 yaşında olduğunu ve senden küçük olduğunu söyledin. Tabii bu biraz bana garip geldi. Senden küçük olup hem de 3 yaşında olan bir çocuğa sen asla izin vermezdin boğazını sıkmasına. Bunu üzerine dedim ki Batucuğum bak lütfen doğru söyle tatlım cünkü yoksa yarın okula geleceğim ve okula kızacağım dedim. Bunun üzerine birden gözlerinden bir korku geçti ve gülümseyerek annesi gelme dedin. O zaman anladım ki aslında öyle bir çocuk yoktu. Peki ne oldu bana tam olarak anlatır mısın diye sordum. Dedim sen mi yuttun boncuğu. Sende gülümseyerek evet annesi Uzay ve ben ağzımıza boncuk aldık ben tadını çok merak ettim ve yuttum dedin. Aslına sen boncuğu ağzına alıp yutmuştun. Peki neden bu hikayeyi uydurdun diye sorduğumda da bana bana kızacagınızdan korktugum için söyledim dedi. Asıl o zaman daha canım yandı. Benden korkusuyla bana yalan söylemişti küçük oğlum. Ben onu o kadar mı acab korkutuyordum o kadar mı ürkütüyordum. Sarıldım ona. Dedim ki Batucuğum insanlar bence hayatta herşeyi denemeli. Ben de saçma sapan şeyler yedim denemek için. Ama bunu yaparken sağlığına dikkat etmen gerekir. Sağlığına zarar vermeyecek şeyler yapmalısın. Ayrıca anne baba sana kızacak diye kesinlikle yalan söyleme, bu durumu daha da kötüye götürür dedim. Sen de peki annesi dedin. Birkaç kez daha yalan söylemenin kötü birşey olduğunu bizden korkusundan dolayı yalan söylememesi gerektiğini söyledim. Sana kızmayız Batucugum dinleriz konuşuruz dedim. Peki annesi dedi.

Beni üzen aslında ben senden çok mu uzaktayım acaba? Evet biliyorum cok calısıyorum ve cogunlukla evde değilim sen de bakıcımız Miraylasın ama senden uzaklaşmak istemiyorum. Seninle anne oğul değil arkadaş dost olmak istiyorum. Seninle herşeyi paylaşmayı istiyorum, benim yaptığım hataları senin yapmaman için doğru yolu göstermek istiyorum. Biliyorum insanlar hata yaparak büyür seni hatalardan koruyamam ama yine de zararı en aza indirmek istiyorum. Korumacı anne olmayacağım biliyorum yani senin özgürlüğünü hiçbir şekilde kısıtlamayacağım bu hayatta ama yine benim can yanmalarımı senin yaşamanı istemiyorum.

Her yazıda olduğu gibi seni seviyorum diye bitirmek istiyorum bebeğim.

22 Ocak 2014 Çarşamba

Büyümeni seyrediyorum...

Zaman ne kadar çabuk geçiyor... Son yazımı Eylül'de yazmışım ve şimdi Ocak sonundayız... "

"Sen okula gidiyorsun, ben iş değiştirdim, Suat hala aynı işte koşturuyor, Dilek iş değiştirdi, anneanne başka bir bakımevine yatırıldı, Ahmet dede İngilizce kursuna başladı, babaanne ve dede iyiler... "

"Sen aslında her gün bizi şaşırtıyor, her gün daha büyüyorsun, ve ben bazen aklım şu sıralar çok karışık olduğu için senin büyümeni kaçırıyormuşum gibi hissediyorum. "

"Mesela geçen gün babanla belgesel izlerken babana "babası ölen hayvanlar nasıl kendilerini gömüyorlar" diye sordun... "

"Aaa mesela balık aldık bir tane... aslında arkadaşım Zeynep aldı o balığı sana... 2 hafta yaşadı... pek ilgilendiğini söyleyemeyeceğm ama sevdin onu... adı da Şirindi :) Şirin ölünce sana nasıl anlatacağımız ve hatta anlatıp anlatmamamız gerektiğini bilemedik... ben googlelladım sonra da Iraza sordum ve o da acıklayın ona dedi... biz de babanla oturduk Şirin'in aslında çok yaşlı olduğunu ve artık kalbinin atmadığını bu yüzden de öldüğünü söyledik... sen çok ağladın... o kadar içli ağladın ki hatta acaba keşk söylemeseydik diye düşündüm... sonra onu bahçeye gömdük... ona bir mini cenaze töreni düzenledik ve yağmurlu bir gecede onu bahçemize gömdük... bir iki gün ölümü sordun bize... bizim de ölüp ölmeyeceğimizi... ne zaman öleceğimizi... ama sonra konuyu kapattın... arada Şirin'i hatırlıyorsun ve sevgiyle bahsediyorsun ondan... "

"Mesela dün gece sen uyurken, birden arkanı döndün, dönerken de koluma bir öpücük kondurdun, ve sonra döndün... nasıl hoşuma gitti, nasıl bir sevgidir ki bu uyurken bile, bilincin yokken bile, beni seviyorsun ve öpüyorsun... "

"Şu sıralar hayatın yanımdan akıp gittiğini düşünüyorum.. ne elimi uzatıp birşeyi tutabiliyorum, ne içine girip ben de zamanla akabiliyorum... bir noktada kaldım, burada, ve o noktanın hayır mı şer mi olduğunu bilmiyorum... zaman gösterecek galiba... "

"Tek bildiğim sen yanımda olduğun sürece, her gece yatarken nefesini duyduğum, uzandığımda erişebilir olduğun sürece, herşeyin üstesinden gelecek güce sahibim... "

"seni seviyorum...